
Hedef Kitle: 10+ yaş
İçerik Dili:
Özet:
Tahmini Okuma Süresi: 3 dakika
Depremin ardından en önemli ihtiyaçlardan biri: BARINMA
Depremden etkilenen bölgelerde bulunan binaların bir bölümü yıkıldı, büyük bir bölümü ise hasar gördü. Depremlerin ardından evlerin risk durumunu tespit etmeden ve güvenli olduğuna emin olmadan orada yaşayan kişilerin evlerine girmeleri çok risklidir. Evi hasar alan ya da yıkılan insanların güvende olmasını sağlamak için geçici barınma alanları oluşturulur. Buralara sıklıkla “çadır kent” de denilir. En son yapılan resmi açıklamalara göre depremden etkilenen 11 ilde 332 farklı yerde geçici barınma alanları oluşturuldu. 365.537 çadır kuruldu. Sosyal medyada çadır ihtiyacının devam ettiğine dair haberler de yer alıyor.
Geçici barınma alanlarının orada yaşayanların ihtiyaçlarına göre planlanması çok önemlidir. Bunun için sadece çadır kurmak yeterli değildir. Bu barınma alanlarının öncelikle güvenli ve yeterli büyüklükte bir yerde kurulması gerekir. Çadırların mevsim koşullarına uygun olması da oldukça önemlidir. Elektrik, suya erişimi sağlamak, çocuklar için etkinlik alanları oluşturmak, tuvaletler ve duşlara tedirgin olmadan, rahatlıkla ulaşmak gibi dikkat edilmesi gereken birçok nokta vardır. Çocuk hakları alanında çalışan kurumlar barınma alanlarını çocuklara uygun hale getirmek için ihtiyaçlarını ve taleplerini ilgili kurumlara iletmektedir.
Depremin ardından depremden etkilenen şehirlerden diğer şehirlere göç başlamıştır. Diğer şehirlere yerleşmeye çalışan kişilerin kiralık yeni evlere ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçlarını desteklemek için “Evim Yuvam Olsun” ya da “Bir Kira Bir Yuva” gibi sosyal kampanyalar da yapılmaktadır.
Haber görselinin sesli betimlemesi ve haber metninin seslendirmesi için tıklayın.
Depremlerde zarar gören binalar ve sorumluluklar
Binalar kurallara uygun ve sağlam yapılmadığında depremde yıkılabilir ya da zarar görebilir. Bunun sonucunda da canlılar hayatını kaybedebilir ya da yaralanabilir. Peki bu binaların yıkımına ya da zarar görmesine neden olanlar kimler?
Binaların yapım sürecinde farklı mesleklerden uzmanlar görev alır. Yasaların belirlediği gibi binaları güvenli şekilde yapma sorumluluğunu kabul ederler. Öncelikle binaların yapılacağı yerin bina yapımına uygun olması ve zemininin sağlam olması gerekir. Bunu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığındaki ve büyükşehir belediyelerindeki şehir plancıları belirler. Binanın yapım aşamalarını planlayan ve takip eden müteahhitler, bina projesinin çizimini yapan mimarlarla ve binanın dayanıklılığını ölçen mühendislerle beraber çalışır. Ama bina ile ilgili sorumluluk, sadece bu kişilerde değil. Binanın bulunduğu yerdeki belediye de binanın standartlara uygun ve güvenli şekilde yapıldığını kontrol eder. Eğer kontrol sonucunda bina uygun yapılmışsa, kullanılması için ruhsat adı verilen bir belge verilir.
Binada oturan kişilerin de binayı depreme dayanıklı ve sağlam kalacak şekilde kullanma ve bakımını yapma sorumlulukları var. Yani, yıkılan binalar için tek bir suçlu olmayabilir, bir çok kişi ya da kurumun binaların yıkılmasında sorumluluğu olduğunu unutmamak gerekir.
Depremin ardından devletin depremden etkilenen tüm kişilerin ihtiyaçlarını acil bir şekilde karşılama sorumluluğu vardır. Bunun yanı sıra binaların neden zarar gördüğünü ve yıkıldığını araştırma sorumluluğu da devlettedir. Araştırmalar sonucunda, görevini eksik yapan kişilerin hukuka uygun biçimde cezalandırılması gerekir. Bunun için geçtiğimiz haftalarda sorumluluğunu yerine getirmediği düşünülen kişilerin bir bölümü için Savcılıklar hemen soruşturma sürecini başlattı. Görevini yerine getirmeyen kişilere uygun cezaların verilebilmesi için dava açılması çok önemli. Bu nedenle avukatlar da deprem bölgesinde hasarlı binaları incelediler, durumu kaydettiler ve binalardan örnekler aldılar. Ellerindeki bilgileri kontrol ederek yıkılan ya da zarar gören binada oturan kişilerin yaşama, barınma gibi haklarını ihlal eden, sorumluluğunu yerine getirmediği düşünülen kişilere davalar açmaya başlayacaklar.
Depremler, üzerinde yaşadığımız gezegende oluşan kar, gök gürlemesi, volkanik patlamalar gibi doğa olaylarından bir tanesi. Depremi yaşadığımızda kimsenin zarar görmemesi için yukarıda bahsedilen tüm sorumluların görevini tam ve düzgün şekilde yerine getirmesi gerekir. Bizler de sorumlulara her zaman görevlerini hatırlatmalıyız.
Haber görselinin sesli betimlemesi ve haber metninin seslendirmesi için tıklayın.
Her iki haber görselinde de çizim konusunda destek veren Helen Sena Uzun’a teşekkür ederiz.