Hedef Kitle: 9+ yaş
İçerik Dili:
Özet:
Tahmini Okuma Süresi: 5 dakika
Genç Sesler Projesi 2022 yılı çalışmalarında 14-18 yaş arası gençlerle bir Gençlik Forumu ve Üretim Kampı gerçekleştirdik. 19 Kasım’daki Gençlik Forumu’nun öncesinde 10 haftalık bir hazırlık süreci bulunuyor! Bu hazırlık süreci BİLGİ ÇOÇA ekibi ve 14-17 yaş arası gençler tarafından yürütüldü. Ekip, 10 hafta boyunca Gençlik Forumu’na hangi konuları taşıyacağı, hangi yöntemleri kullanacağı, forum programının nasıl olacağı üzerine her hafta buluşarak çalıştı. Bu sürecin nasıl geçtiği üzerine sohbet etmek için hazırlık ekibinden Pınar ve Yusuf ile buluştuk.
Pınar 16 yaşında ve “gezmeyi çok sevdiğini” söyleyerek kendisini tanıtıyor. Pınar bu ara en çok Mert Demir&Mabel Matiz’in Antidepresan şarkısını dinliyor ve “Wednesday” izliyor. Pınar’ın kendisine sorulmasını en çok sevmediği soru; “Nerelisin?” İlk tanıştığı insanların nerelisin sorusunu sormasını gereksiz bulduğunu ve anlam veremediğini söylüyor. 16 yaşındaki Yusuf bu aralar akıcı, sürükleyici diziler izlemekten hoşlanıyor. Kendisine sorulmasını en sevmediği soru “Boyun kaç?” Bu soruyu duymayı hiç sevmediğini söylüyor.
“Genç Sesler Projesi süreci nasıl başladı?”
Pınar ve Yusuf projenin ilk gününden beri aktif olarak tüm buluşmalarda yer aldılar. Projeye nasıl dahil olduğunu Pınar şu sözlerle aktarıyor;
“Bir telefon görüşmesiyle öğrendim aslında. Bir gelin tanışalım, görüşelim. İstemiyorsanız da çekilebilirsiniz denmişti en başta. Ben de merakımdan ve ilgimi çektiği için bir gidip bakayım dedim ve gerçekten ilgimi çok çekti. İlk tanışmamızda bir video izlemiştik. Orada arkadaşlarım vardı. Ne yapacağımızı da anlattıklarında hepsi ilgimi çekmişti.”
Yusuf ise projeye dahil olma sürecinden şöyle bahsediyor;
“Daha önce ablam da böyle çalışmalara katılmıştı. Oradan bir ilgim vardı. Telefonla arayıp projeyi anlattıklarında teknoloji, dijital dünya konularını içerdiği için merak ettim. Meraktan yani gelişim.”
Gençlik Forumu Hazırlık Süreci: “Çok içimizi döktüğümüz günler oldu!”
Pınar ve Yusuf, projenin amacından ve beraber geçirdikleri 10 haftalık süreçten bahsederken 2 noktayı vurguluyorlar; ortaklık ve gençlerin sesini duyurmak!
Pınar şöyle bahsediyor; “Projede bizim görevimiz bir şeyde ortaklaşıp onu ortaya koymaktı. Çocukların sesini duyurmaya çalıştığımız bir projeydi. Herkesin yaşadığı sorunlarda ortaklaşıp onların çözümlerini bulmaya çalıştık. Sonra başkalarını dahil ederek bunları duyurduğumuz bir çalışmaydı.”
Yusuf ise; “10 hafta boyunca etkinlikler ve oyunlarla doluydu. Bazı oyunlar eğlenceliydi. Bazı günler dertlerimizi anlattık. Projenin amacı genç sesler adından da anlaşılacağı gibi gençlerin yapamadığı, erişemediği şeyleri nasıl erişebileceklerini göstermekti. Nasıl kendilerini duyurabilirler, yetişkinlere nasıl ulaşabilirler üzerine bir çalışmaydı. Biz de bunlara öncü olmak için böyle bir proje yaptık.” diyor.
Ortaklaştıkları, yetişkinlere duyurmak istedikleri ve kendilerine kulak verilmesine ihtiyaç duydukları konuları şöyle özetliyorlar;
“Yetişkinlerin çocukları dinlememesi ve yargılaması, çocukların okul ortamında zorbalığa uğraması, dijital dünyada çocuklara yapılan yorumlar ve izin almadan kullanılan fotoğraflar, aile içinde birbirini duymamaktan kaynaklanan anlaşmazlıklar ortak sıkıntılarımız.”
Emeklerin Karşılığını Alma Günü: Gençlik Forumu ve Üretim Kampı
Hazırlık ekibi dışında 20 gencin daha davet edildiği, her detayına hazırlık ekibinin karar verdiği Gençlik Forumu’ndan hazırlık ekibindeki gençler kolaylaştırıcılık görevini üstlendiler. Pınar buradaki deneyimini şöyle aktarıyor;
“Daha önce yapmadığım şeylerdi. Planlama aşamasında bir şeyleri değiştirebilmek mutlu ediyordu. İlk deneyim olduğu için inanılmaz heyecanlıydı. O an keşke yapmasaydım diye bile içimden geçmişti heyecandan dolayı. Ama kendimden hiç beklemediğim bir şey yaptığım için kendimle gurur duyuyorum. Çok iyi bir deneyim oldu. Olsa tekrar yaparım diyorum şu an. Forum günü çok stresliydi. Ben ve tüm ekip için. Gelecek diğer kişileri tanımıyorduk ve yürütücü olduğumuz için çok dikkatli olup kötü bir şey olursa görmezden gelip devam etmemiz gerekiyordu. En iyi şekilde olması için elimden gelenin en iyisini yapmak istedim. Ama gittiğimde gitmeden önce aklımdan geçenlerle karşılaştığım çok farklıydı. Hiç o kadar stres yapmama gerek kalmadığını gördüm. Bizim düşündüğümüz gibi kötü şeyler de olabilirdi ama olmadı. Çok iyiydi.”
Forumda gençler, ailede, okulda ve dijital dünyada yaşadıkları sorunlarına ve yetişkinlerden beklentilerine dair konuşmuşlardı. Buradan çıkan mesajlar üzerine içerik üretmek için iki hafta sonra içerik üretim kampında tekrar bir araya geldik. Gençler bu kez kendi seçtikleri mesajları kullanarak sosyal medya içerikleri ürettiler. Bu kamp sürecini Yusuf şöyle aktarıyor;
“Ben çizim yapıyordum üretim kampında ve 5 kişi o sırada beni izliyordu. Stresliydi benim için. Sonrasında çıkan iş çok mutlu etti bizi. Çizimi yaparken stresliydim ama bir yandan da mutluydum. İstediğim bir şeyi yapıyordum ve kendi hayatımla ilgili bazı çizimler yaptım orada. Mutluydum o yüzden.”
Projeden Sonra…
Yusuf, hazırlık sürecine dair aklında en çok kalan anıyı şöyle aktarıyor;
“Her hafta birimiz buluşmamızın yürütücülüğünü yapıyordu. Benim yürütücü olduğum hafta oynadığımız bir oyun var. Bardakları iplerle tutup dizmeye çalışıyorduk. Orada hep birlikte uğraştığımız an beni çok mutlu etmişti. O an geliyor aklıma.”
Pınar, projeye dahil olduğu ilk günün en hatırlanacak anılardan biri olduğunu söylüyor;
“Sizi ilk gördüğüm an olabilir. İlk girdiğimde 2 kişi hariç hiç kimseyi tanımıyordum. Diğerlerini ilk gördüğümde garip bir gülme geldi ‘ay ben ne yapacağım!’ gibi. Ama sonra o kadar fark var ki iyi ki tanımışım dedim. O ilk anı hiç unutamam.”
Her iki genç de hiç beklemedikleri bir anda bu projeyle karşılaştıklarını vurguluyor. Pınar, yıllar sonra bu projeyi; “Gerçekten aklımın ucuna bile gelmezdi böyle bir şey yapacağım. “Ben bunu mu yaptım!” gibi oldu. Hiç beklemiyordum. Beklemediğim bir anda böyle bir proje olup çok iyi bir yere gelmesini beklemiyordum.” diye anarken Yusuf; “ Bu projeyi anlatırken gururlu bir şekilde anlatacağım.” diye ekliyor.
Röportajı yapan: BİLGİ Çocuk Çalışmaları Birimi’nden Ayşegül Kanal
Çizim: Eda Dereci